Cehâlet!

Cehâlet!

Cehâlet!

Cehâlet !! Bilmemek...
Bir ömür boyu gülmemek.
 
Daha kötüsü;
Öğrenecek yola gelmemek,
Bilmediğini bilmemek!
 
Cebindeki taşların, altın olduğunu söylemek.
İnanmadığı doğruya, inanmasını istemek...
 
Çakal gibi sürünmek, ama aslan gibi kükremek!
'Uç!' deyince uçmamak, 'koş!' deyince teklemek!
 
Beklemek, beklemek...
Hiç birşey yapmamak ve gökten altın yağmasını beklemek!
 
"40 âlimi bir delille yendim, bir câhili 40 delille yenemedim!" diyen Şâfî'yi dinlememek.
 
"Câhillerle münâkaşaya girmeyin. Ben hiç yenemedim!" diyen Gazâlî'yi anlamamak.
 
Sessizlik gerek, tefekkür gerek;
 
"Rahman'ın has kulları o kimseler ki, yeryüzünde tevâzu ile yürürler ve câhiller kendilerine laf attıkları zaman, 'Selâmetle!' derler." hükmü ne demek? (Furkan 63)    
 

İlgili Video: