PEYGAMBERİMİZE KUR'AN'DAN BAŞKA VAHİY GELMİŞ MİDİR?

PEYGAMBERİMİZE KUR'AN'DAN BAŞKA VAHİY GELMİŞ MİDİR?

PEYGAMBERİMİZE KUR'AN'DAN BAŞKA VAHİY GELMİŞ MİDİR?

Soru: Hocam Allah hayrınızı arttırsın. Çalıştığım yerde bir arkadaşım hadisleri reddederken Peygambere Kur'an dışında bir vahiy gelmemiştir, hadisler vahiy değildir diye bir söz söyledi. Araştıracağımı söyledim. Bu konuda ne söyleyebilirsiniz hocam?

Cevap: Selamun aleyküm; Duanız için Allah sizi sevsin...

Vahiy iki türlüdür:
1. Vahyi Metluv: Tilavet olunan vahiy; Kur'an.
2. Vahyi gayri Metluv: Kur'an dışındaki vahiy; Hadisler ve Sünnet.
 
Peygamberimiz aleyhisselam'ı, işlevsiz bir postacı yerine koyan bu Mealiste siz şöyle deyin:
 
“Kur'an'da 25 Peygamberin ismi vardır. Bunlardan 4 tanesinin kitabı vardır, diğer 21 Peygamberin Kitabı yoktur.
Bu 21 Peygamberin Peygamber olduğunu kabul ediyor musun?” diye sorun.
 
Ediyorum derse, bu Nebilerin Kitap dışında vahiy aldıklarını da kabul ediyor demektir ki, bu da kendini yalanladığı anlamına gelir.
 
Yok eğer, kendilerine Kitap verilmemiş olan bu 21 Peygamberin Peygamberliğini kabul etmiyorum diyorsa, zaten kafir olmuş demektir.
 
Kafirlerin, İslam hakkındaki fikirlerine de itibar edilmez...
 
Sünnetin de vahiy olduğuna, Kur'an'dan birkaç delil getirmekle yetinelim:
 
1. Delil: "Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah’a gönülden boyun eğerek namaza durun.
Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, namazı yaya olarak veya binek üzerinde kılın. Güvenliğe kavuşunca da Allah’ı, daha önce bilmediğiniz ve onun size öğrettiği şekilde anın (namazı normal vakitlerdeki gibi kılın.)" (Bakara 38,39)
 
Bu ayetlerde, Allah'ın mü’minlere namazı nasıl kılacaklarını öğrettiği zikredilmektedir ki, buradan da namaz vakitlerinden tutun da rekat sayılarına, her rekatta hangi fiilin kaç defa hangi sıra ile yapılacağına kadar namazla ilgili her şeyin Allah tarafından öğretildiğini anlıyoruz. Tüm bunlar böyle ayrıntılı şekilde Kur'an'da yazmadığına ve biz bunları sünnetten öğrendiğimize göre de, sünnet, Allah'ın gayri metluv bir vahyidir demektir.
 
2. Delil: "Kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescidi Haram'dan (Mekke'den), kendisine bir kısım ayetlerimizi göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa'ya (Kudüs'e) götüren Allah'ın şanı yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür." (İsrâ 1)
 
Eğer Resulullah (aleyhisselatü vesselam) Mirac'ta Amenerresûlü haricinde hiçbir ayet almadı ise, Mirac'ın amacı ve faydası ne idi?
Amenerresulü haricinde hiçbir şey görüp duymadı mı? Başka şeyler de görüp duydu ise bunlar nelerdi?
Allah'ın gösterdiği bu ayetler nelerdi? Resulullah'ın gördüğü bu ayetler de Kur'an'da yazılıp okunmadığına göre, bunlara gayrimetluv vahy, yani hadis ve sünnet denilir?
 
3. Delil: "(Ey Muhammed!) Biz senin çok defa yüzünü göğe doğru çevirip durduğunu (vahiy beklediğini) görüyoruz. (Merak etme) elbette seni, hoşnut olacağın kıbleye çevireceğiz. (Bundan böyle), yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzünüzü hep onun yönüne çevirin. Şüphesiz kendilerine kitap verilenler, bunun Rabblerinden (gelen) bir gerçek olduğunu elbette bilirler.
Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir." (Bakara 44)
 
Bu ayette, Resulullah'ın Kâbe'nin kıble olması ile ilgili vahiy beklediği, beklediği vahiy gelmediği için de Kudüs'e doğru namaz kılmaya devam ettiği, fakat gönlünün Kâbe'ye doğru namaz kılmaktan yana olduğu anlaşılmaktadır.
Konumuzla alakası ise şudur:
Eğer, Resulullah'ın Kudüs'e doğru namaz kılması kendi ictihadı ile olsaydı, Kâbe'ye dönmek için vahiy beklemez, yeni bir ictihadda bulunur ve Kâbe'ye dönerdi. Kâbe'ye yönelmek için vahiy beklemesi, Kudüs'e yönelmesinin de bir vahyin neticesinde olduğunu isbatlamaktadır. Fakat Kur'an'da Kudüs'e doğru namaz kılınması ile ilgili bir vahiy olmadığına göre, bu vahiy, vahyi gayri metluv şeklinde olan bir vahiy demektir.
 
4. Delil: "Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kafirlerin ardını kesmek istiyordu." (Enfâl 7)
 
Bu ayetler Bedir Savaşı ile ilgili olup savaş sonrasında inmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de, Bedir Savaşı öncesinde iki taifeden birinin Müslümanların olacağı ile ilgili bir ayet olmadığına göre,
Allah'ın bu konudaki vaadi Kur'an dışı vahiy, yani sünnet kanalı ile olmuş demektir.
 
5. Delil: "Musa'nın annesine, "O(çocuğu)nu emzir, başına bir şey gelmesinden korkuyorsan (bir sandık içinde) onu suya bırak, korkma, üzülme, biz onu tekrar sana geri vereceğiz ve onu elçilerden yapacağız." diye vahyettik." (Kasas 7)
 
Bu ayette de Musa (aleyhisselam)'ın annesine, hem ilerde bebeğine kavuşacağı, hem de oğlunun bir Peygamber olacağı müjdelenmiş ve bu iki gaybî haber de gerçekleşmiştir.
Konumuzla alakası ise;
Allah'ın, Peygamber olmayanlara bile insanlığı ilgilendiren konularda vahyi gayri metluv türünden ilhamlar indirdiğini isbatlıyor olmasıdır.
 
6. Delil: "Onun altından bir ses kendisine şöyle seslendi: "Sakın üzülme, Rabbin içinde bulunanı şerefli kılmıştır. Hurma ağacını kendine doğru silkele, üstüne taze hurma dökülsün." (Meryem 24-25)
 
Bu iki ayette görüldüğü üzere, Meryem aleyhisselam'a, bir nebiye hamile kaldığını bırakın, ne yiyip ne içeceği bile ilham edilmiştir.
Musa aleyhisselam'ın annesi gibi Meryem aleyhisselam'ın da bir kitabı olmadığına göre, ona vahyedilen bu bilgiler de o ümmetin kitabına yazılmayan ve okunmayan bir vahiy(ilham) idi ki, işte alimler buna vahy-i gayri metluv, yani okunmayan vahiy diyorlar.
Zira bu tür vahiyler namazda okunmadığı gibi, Kur'an gibi, hatim, teberrük vesaire için de okunmaz...
 
Kur'an dışındaki vahyi inkar ederek, "Kur'an, hadisler olmadan da tam olarak anlaşılabilir!" diyen hadis inkarcılarına Tebbet suresini de sorun:
 
Tebbet Suresi - Bismillâhirrahmânirrahîm...
 
"1. Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da.
2. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi.
3. O, alevli bir ateşte yanacak.
4. Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).
5. Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde."
 
Ebu Leheb kimdir?
Elleri neden kurusun?
Neden cehenneme gidecek?
Karısının suçu ne? B
oynuna neden ip geçirilecek?
Firavun ve nemrud gibi eli kanlı azılı kafirler dururken, neden sadece bu adama namazlarımızda beddua edip duruyoruz?
 
Hadi bunları sünnete başvurmadan, sadece Kur'an ile açıklayın da görelim?!!
 
Konu hakkındaki vaazım: