DEHŞETLİ AHİR ZAMANIN NE GİBİ FAYDALARI OLABİLİR?
Soru: Selamun aleyküm hocam bilindiği üzere ahir zamandayız bu zamanda bir çok fitneler mevcut hem maddi hemde manevi açıdan birçok saldırılara mahruz kalıyoruz bu zamanda en zor şeyde imanı muhafaza etmektir buna rağmen iman ediyoruz ki her şerle beraber birde hayır da vardır peki acaba imanı korumanın çok zor olduğu günahların sağanak şeklinde yağdığı ve insanların akın akın cehenneme yöneldiği bu dehşetli zamanda yaşamanın ne gibi hayırlı bir tarafı vardır? Allah razı olsun
Cevap: Ve aleyküm selam
İslam'ı yaşamaktaki zorluklar ne kadar fazlaysa, alınacak mükafat da o denli fazla olacaktır.
Mesela; nafile namazlarda, Kur'an kıraati, ilim tahsili ve zikirler konusunda, bizden kat be kat daha fazla çalışan sahabe efendilerimiz (radiyallahü anhüm) ile, bu dehşetli zamanda çok az bir çalışma yaparak, belki aynı miktar sevabı kazanabiliriz.
Buna delil olarak Efendimin şu sözünü nakledebilirim:
Resulullah (aleyhisselatü vesselam) bir hadis-i şerifinde ashabına hitaben şöyle buyurdu:
"Siz öyle bir zamandasınız ki, içinizden kim emredildiklerinin onda birini bırakırsa helak olur; sonra öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda yaşayanlardan kim emrolunduğunun onda birini yaparsa kurtulacaktır.” (Ramûzu’l-Ehadis s. 136, 1753, hadis Taberani Filkebir, İbn-i Adiy, Ebû Hureyre’den)
Sahabe efendilerimize nisbetle, Resullah aleyhisselam'ı görmeden İslam'ı tanımak ve yaşamaya çalışmanın dezavantajıyla bulunduğumuz bir gerçektir.
Lakin şu zor şartlarda, cemaatten ayrılmayarak imanımızı muhafaza edebilir ve İslam'ın 5 şartı olan ameli salihleri eksiksiz yerine getirebilirsek, Allah'ın Peygamberi bizlere 'arkadaşım' diye değil, 'kardeşlerim' diye seslenecektir...
Resulullah (aleyhisselatü vesselam) bir gün sahabelerine:
“Ah keşke bana doğru, havuza gelen kardeşlerimi bir görsem de, içlerinde şerbetler olan kaselerle onları karşılasam. Cennete girmeden önce, onlara (Kevser) havuzumdan içirsem.”
Bu sözleri üzerine ona denildi ki: “Ey Allah’ın Resulü biz senin kardeşlerin değil miyiz?”
O şöyle cevap verdi:
“Sizler benim ashabımsınız (arkadaşlarımsınız). Benim kardeşlerim de beni görmedikleri hâlde bana inananlardır. Mutlaka ben Rabbimden sizinle ve beni görmeden iman edenlerle gözlerimi aydınlatmasını istedim.” (Ramûzu’l-Ehadis s. 361, 4460 hadis (Ebu Nuaym, İbn-i Ömer’den)
Şu halde ümitsiz olmamalı ve hangi zamanda yaratıldıysak bizim için en hayırlı olanın o zaman olduğunu iyice idrak etmeli ve şu hadisi şerifi içimize sindirmeliyiz:
"Ümmetim, evveli mi sonu mu daha hayırlıdır kesin bilinmeyen yağmur gibidir." (İbni Mace, Sünen no: 3987)