Geçen Yıllar Geri Gelse

Geçen Yıllar Geri Gelse

GEÇEN YILLAR GERİ GELSE

Hüzün sarar düşününce, Biten günlere dönünce.
Hep pişmanlık dilde hece, Geçen yıllar geri gelse…
 
Gafletteydim, virandı hal. Zevk olmuştu hep kıyl ü kâl!
Ne bilirdim, haram-helal: Geçen yıllar geri gelse…
 
Nefsin tuzaklarındaydım, Hakk'ın yasaklarındaydım
Hem on ettim, hem bir saydım! Geçen yıllar geri gelse…
 
İpim olsa çeksem beri, Meğer ne çokmuş değeri.
Tek olurdum Hakk'ın eri. Geçen yıllar geri gelse…
 
Başlardım namaz, niyaza. Hiç bakmazdım çoğa, aza.
Aklım gitmez idi naza. Geçen yıllar geri gelse…
 
Temiz ederdim fikrimi, Alırdım dile zikrimi.
Bütün âzamla şükrümü, Biten yıllar geri gelse…
 
El verirdim ehl-i dosta, Danışırdım her hususta.
Kapkarayım, gönül yasta; Giden yıllar geri gelse…
 
Kadrin bilen güller açtı, Bilemedim elden kaçtı!
Pişmanım, iş işten geçti; Ah, ne olur geri gelse…
 
“Günahkarları, Rableri huzurunda başları öne
eğilmiş olarak "Rabbimiz gördük ve işittik. Şimdi
bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir de salih
amelde bulunalım. Artık biz yakinen (kesin olarak)
inananlarız" (derlerken) bir görsen.” (Secde 12)