Bu dünyada yaptığımız her iyiliğin iki yönü vardır;
1) Ahirete bakan yönü, 2) Dünyaya bakan yönü.
Ahirete bakan yönü, iyiliğin matematik kısmıdır. Veresiye alınır.
Ayet ve hadislerle sabittir ki, Allah Teala, yaptığımız her iyiliğe ihlasımız nisbetinde 10 mislinden 700 misline kadar sevap (ücret) yazacaktır.
Bu sevaplar hesap gününde mizan önünde toplanacak ve rakamlar, günah rakamlarımızdan fazla çıkarsa inşaallah Cennete gideceğiz.
Yaptığımız iyiliklerin dünyaya bakan yönü ise, iyiliği yapmamızın hemen akabinde kalbimize görünmeden inen bir sekînet ve feyiz suyudur.
Bu, peşin alınan bir ücrettir.
Nasıl ki, çok susadığımız bir anda, su içtikten hemen sonra bedenimizde bir ferahlama, bağırsaklarımızda ve midemizde bir tatmin olma hissi uyanıyorsa; iyiliklerimizden hemen sonra da, manevi vücudumuzun üç âzâsı olan kalbimizi, ruhumuzu ve aklımızı besleyen bir feyiz suyu iner.
Bu feyizle beraber, kişide, geçici olan dünya hayatına karşı bir soğuma, ebedî ve sonsuz olan ahiret hayatına karşı da bir meyil ve dikkat husule gelir.
İbadetler kolaylaşır ve lezzet verir.
Akıl kuvvetlenir, hafıza keskinleşir.
Nefs, kılıç darbeleri alır ve zayıf düşer.
Huzursuzluk, şüphe ve tereddütler biter.
Kişi, acaba çöllerinden kurtulur ve eminlik sahilinde oturur.
"...Allah bize yeter. O ne güzel vekildir." hükmünü yakînen idrak eder ve hal lisanıyla söyler. (Âl-i İmran 173)
"İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine sekînet indiren O'dur..." hükmünde geçen sekînet, bir miktar peşin ödemedir. (Fetih 4)
İçeriği ve reklamları kişiselleştirmek, sosyal medya özellikleri sunmak ve trafiği analiz etmek için çerezler kullanıyoruz. Sitemizi kullanımınızla ilgili bilgileri ayrıca sosyal medya, reklamcılık ve analiz iş ortaklarımızla paylaşabiliriz. İş ortaklarımız, bu bilgileri kendilerine sağladığınız veya hizmetlerini kullanırken topladıkları diğer bilgilerle birleştirebilir.