GÜNAHLARIMDAN DOLAYI MI BAŞIMA DEVAMLI MUSİBETLER GELİYOR?

GÜNAHLARIMDAN DOLAYI MI BAŞIMA DEVAMLI MUSİBETLER GELİYOR?

GÜNAHLARIMDAN DOLAYI MI BAŞIMA DEVAMLI MUSİBETLER GELİYOR?

Soru: Es Selamu Aleyküm sevgili hocam. Size geçen hafta hasta olduğumu söylemiş bana dua etmenizi rica etmiştim tam iyileştim derken dün iş yerinde yediğim öğlen yemeğinden gıda zehirlenmesi yaşadım ve şu an hasta döşek yatıyorum başıma gelen musibetler acaba Rabbime yönelmediğim için mi? Rabbim akıllanıp ibadet etmemi mi istiyor?
Beni aydınlatırsanız ve dualarınızı eksik etmesseniz çok sevirim hocam. Şimdiden Allahu Teala razı olsun
 
Cevap: Ve aleykum selam
 
Musibetlerin büyük kısmı, bir şeyleri yanlış yaptığımız için başımıza gelir. Uyarı içindir.
Bunlar, uyurken evinin yandığının farkında olmayan bir adama uyanması için vurulan birer tokat mesabesindedir.
 
Şu ayet buna işaret eder:
 
"Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder." (Şurâ 30)
 
Eğer ibadetlerinizde istikrarlı olursanız, bu musibet oklarının sayısı azalır ve gelenleri hafif çiziklerle atlatırsınız.
 
Bunun yanında, başa gelen her musibette kesin günah işlemişim düşüncesi de yanlıştır.
Zira Allah Teala, musibetlerin en büyüklerini günahlardan sakınan Peygamberlere, sıddıklara ve salihlere verir.
 
Eğer başa gelen bu sınav, günahlarımız sebebiyle ise, (eğer sabredersek) bu günahların silinmesine vesile olur,
Yok eğer bu musibet sadece bizi sınamak için verilmiş ise, Allah'ı daha çok zikretmemizi ve O'na içten yalvarmamızı sağlamak için verilmiştir ki, bu da manevi derecemizi arttır.
 
Ebu Yahya Suheyb b. Sinan (radiyallahü anh)’dan rivayete göre Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
 
“Mü’minin durumu gıpta ve hayranlığa değer. Çünkü her hali kendisi için bir hayır sebebidir. Böylesi bir özellik sadece mü’minde vardır: Sevinecek bir hal olsa, şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir bela gelecek olsa, sabreder; bu da onun için hayır olur.” (Buhari, El-Camiu’s-Sahih c. 8, s. 225 kitabü’z-Zühd ve’r-Rekaik babı)