YASİN GÜNDOĞDU HOCA HAKKINDA NE SÖYLERSİNİZ?
Soru: Sayın hocam, son bir yıldır hem sizin hem de Yasin Gündoğdu hocamızın sohbetlerini büyük bir keyifle izliyoruz. Sizleri çok samimi görüyoruz. Allah hizmetlerinizi daim kılsın.
Geçtiğimiz hafta Yasin hoca hakkında Diyanette bir soruşturma açılmış ve kürsü yasağı gelmiş. Soruşturma sonuçlanana kadar vaaz veremeyecek olması bizi çok üzdü. İnternette, sizin Diyaneti eleştiren bazı sohbetlerinizi de izledim. Yasin hocaya destek olmak adına neler söylemek istersiniz hocam?
Cevap: Diyanetimiz genel olarak Ehli Sünnet'tir. Allah bu milleti Diyanetsiz koymasın!
Lakin doğru işleri ne kadar çok olsa da, Diyanetin içine sızmış bulunan sapık fırkalar; Mu'tezile, Şia, Vehabi-Selefi ve bilimum reformist mezhepsizleri deşifre etmek ve ateşe götüren inanışlarını reddederek halkı bilgilendirmek, bir din adamı olarak boynumuzun borcudur.
Eğer çiçekten böcekten bahsedip dersi kaynatarak bu gerçekleri gizlersek; "Bilerek hakkı bâtıl ile karıştırmayın, hakkı gizlemeyin." hükmünü çiğnemiş oluruz ki, o sefer Allah'ın melekleri bize 'zalimler' diye beddua ederler! (Bakara 42)
Aslında, sorunuzu okurken çok şaşırdığımı söylemek zorundayım!
Zira İslam’ı benim gibi 14 asırlık ana caddede, yani Ehli Sünnet vel Cemaat itikâdında yaşan birisiyle, böyle bir reformist hocayı yanyana koymanız ve destek istemeniz çok garip!
Ben bu kardeşime destek olamam, ancak düştüğü mezhepsizlik bataklığından kurtulması ve hidayeti için dua ederim!
Yasin hoca hakkında Google'da ufak bir araştırma yaptığımda, profilinde paylaştığı birkaç materyale şahid oldum ki, çok üzüldüm!
Ne kadar mezhepsiz adam varsa bunun profilinde!
İnsan bir tane de Ehli Sünnet hoca dinler yahu!
Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir.
Bu nasıl saat (profil), hep yanlış adamları gösteriyor?
'Allah senin kimle evleneceğini bilemez!' diyen Abdülaziz Bayındır'ın sohbetini paylaşmış; Altı iman esasından biri olan kaderi inkar eden Mustafa İslamoğlu'nu paylaşmış; 'Kabir azabı yok!', 'Cehennem sonsuz değil!' hezeyanlarını savuran Mehmet Okuyan'a methiyeler düzüyor!
Bu Bermuda üçgeninde bir tek Edip Yüksel eksik!
Onu da paylaşsaydı, mahşerin dört atlısı tamam olurdu!
Sübhânallah! Bu ne basiretsizlik?
Peygambere karşı gel, herkesçe tanınırsın!
Onu yok sayan alim(!), eşek gibi anırsın!
Efendimiz aleyhisselatü vesselam, vefat etmeden önce:
"Size sımsıkı sarıldığınızda sapıtmayacağınız iki emanet bırakıyorum: Allah’ın Kitabı Kur’ân ve Peygamberinin sünneti." buyurduğunda, sahabelerden bir tanesi bile, 'Bize Kur'an yeter, sünnet neye lazım!' dememişken; bu mezhepsiz adamlar sünneti reddederek, Allah'ın Kitabını bir Peygamberden ve dava arkadaşları olan sahabelerden daha iyi anladıklarını nasıl iddia edebiliyorlar? (İbni Abbas ve Ebû Hüreyre’den, İmam Mâlik Kader 3; Hâkim, I/93)
Bizler insanız! Amel noktasında hepimizin hataları olabilir, Allah günahlarımızı affetsin. Ancak itikad noktasında hata yapma lüksümüz yoktur. Neye, nasıl inanmamız gerektiği konusunda yapacağımız bir hata, 99 doğrumuzu birden geçersiz kılar ki, buna da imansızlık denir.
Bugün Hristiyanlara baktığınızda, aynı Allah'a inandığımızı göreceksiniz. Ancak onların inanışındaki Allah'ın bir karısı var ve bir de oğlu var(!)
"Andolsun 'Allah, üçün üçüncüsüdür' diyenler de kâfir olmuşlardır..." hükmü ise, Allah'ı yanlış tanıyan Hristiyanları tekfir ediyor ve yaptıkları bütün iyilikleri sıfırlamış oluyor. (Mâide 73)
Örnekte görüldüğü üzere, Resulullah Efendimiz ve sahabesinin bize naklettiği Ehli Sünnet vel Cemaat itikâdını bırakıp, yine Efendimizin beyan ettiği 72 sapık fırkadan herhangi birinin itikadına yönelerek inanışımızı belirlersek, Cehenneme girmekten kurtulamayız!
Sorunuzda bizi samimi gördüğünüzü söylüyorsunuz, ancak samimiyet kurtulmak için yeterli değildir. Doğru yolda samimi olmak önemlidir.
Hitler de davasında samimiydi, ama Cehennemi boylamaktan kurtulamadı! Demek ki samimiyetten daha önemli olan, hak davada samimi olmaktır.
14 asırlık Ehli sünnet caddesini terkedip, 100 yıllık Mason Afgani, Abduh ve avanesinin getirmeye çalıştığı yeni reformist dini kabullenmek, haktan ayrılıp batıla sapmak demektir.
Yılanlarla dolu bir bataklıkta boğulurken, 'ben samimiyim, ben samimiyim!' diye bin kere bağırsan, hangi yılan seni dinler?
Ayrıca Yasin hoca, 'dedelerim' diye hitab ettiği Osmanlı'nın Ehli Sünnet mirasını çöpe atıp, İslam’ın inanç esaslarını kökünden reddeden tarihselci kafalara tâbi olma tenakuzunu kendi içinde nasıl susturuyor çok merak ediyorum?
Profilinde takipçilerine aynen şöyle demiş; ‘Şu Ehli Sünnet denen termonolojiyi mübarek Kur'ana rağmen alternatifi diye anlıyor ve anlatıyorsunuz ya PES diyorum size...’
Bu nasıl cahilce bir ithamdır? Kur’an’a alternatif bir inanış(!), Ehli Sünnet akidesi olabilir mi?
Bu ümmete 14 asırdır yüzbinlerle eser bırakmış olan onbinlerle Ehli Sünnet alimine, nasıl olur da alternatif bir din getirmişler diyebilirsin?
Muhammed aleyhisselam, "O halde benim sünnetime ve benden sonraki doğru yolu bulmuş râşid halifelerimin sünnetini alın ve onlara, azı dişlerinizle ısırırcasına sımsıkı sarılın..." buyururken alternatif bir inanışı mı bize emretti yani(!)? (Ebu Davud 4607)
Dört Halifemiz ve sahabenin müctehid alimleri, Kur’an’ı terkedip, alternatifi olan bir dini mi bize nakletti, soruyorum?
Tâbi olduğunu söylediğin o Peygamber, İstanbul'u fethedecek olan kumandan ve askerlerini methederken, alternatif bir dini yaşıyan şirk ehli bir padişahı ve askerlerini mi övmüş oldu sence(!)?
Allah'ın Peygamberi bir bid'atçiyi ya da bir müşriği metheder mi?
El insaf, biraz insaf...
Bu hoca kardeşimiz bilmelidir ki, Ehli sünnet vel cemaat bir mezhep değildir. İslam’ın ana caddesidir.
Kur’an’ı, vahyi alan Peygamberin ve O Peygamberden bizzat işitip uygulamasını gören kıymetli sahabilerinin anladığı gibi anlama yöntemidir.
Yasin hocanın anlayışındaki bu arıza, tıpkı bir dönem İngilizlerin hizmetkarı olan Necd'li Abdülvehhab'ın, 'Bu dini benden önce kimse anlayamadı!' türünden hezeyanlarına benziyor.
Yine profilinde, birisine kızgınlıkla yazdığı bir cevapta; ‘Madem İsa gelecek, millet kurtulacaktı...’ (Cümle, o kadar saçma bir şekilde devam ediyor ki, gerisini yazma ihtiyacı hissetmedim!) cümlesiyle, İsa aleyhisselam'ın nüzulüne de inanmadığını beyan ediyor…
Maaşını bu milletin ödediği Diyanette görevli bir imamın ilmi seviyesinin ne kadar düşük olduğu, konuyla alakalı 100 tane hadisi tek kalemde inkar etmesiyle de ortaya çıkmış oluyor.
Hazreti İsa'nın yeryüzüne inişini ve Hazreti İsa'nın ahir zamanda tekrar dünyaya döneceğini ve bu nüzul keyfiyetini bildiren yaklaşık yüz kadar hadis-i şerif vardır. Bu hadislerden en az kırk kadarı, hadis kriterleri açısından 'sahih' sayılır.
Biraz hadis ilmini okumuş olan bir adam, sahih senedli bir hadisi inkar etmenin ne anlama geleceğini gayet iyi bilir ve bu konuda en azından sükut eder.
Yasin hoca hakkında dileğim odur ki, tâbi olduğu çürümüş akılları terketsin ve uçağa yetişmeye çalışırken pasaportu evde unuttuğunu farkeden adamın koşturarak evine döndüğü gibi Peygamberin, sahabelerin ve dedelerinin Ehli sünnet yoluna dönsün! (Allah'ın selamı o hayırlıların üstüne olsun!)
Allah, ayaklarımızı doğru yolundan kayırmasın... Amin!