ZAKİR NAİK HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜNÜZ NEDİR?
Soru: Selamü aleyküm. Hocam Zakir Naik hakkındaki görüşünüz nedir?
Cevap: Ve aleyküm selam
Zakir Naik bir Vehhabi'dir. (Bana gönderilen bir videosunda bunu kendisi de itiraf etmiş idi.)
Zakir Naik, 'Eski alimlere saygım var' der, ama mezheplerini inkar eder!
Bu, tipik bir Vehhabi takiyesidir.
Bu alimlerin bir çok görüşünde, ayet ve hadislere muhalefet ettiğini iddia edebilecek kadar kibirlidir. (Kadınlar neden erkekler gibi namaz kılmıyor sorusuna, bunu eski alimlerin yani mezhep imamlarının uydurduğunu(!), gerçekte kadın ve erkeğin namazının aynı olduğunu iddia etmiş idi!)
Yine rastgeldiğim bir başka videosunda, "Kur'an'da böyle bir şey olduğunu gösterin, ben Hristiyan olacağım." demiş idi.
Bu söz fıkıh ve akaid kitaplarımızda elfâzı küfür olarak kayıtlıdır.
Bir adam, imanını pazarlık konusu yaparak, 'Şu olursa Hristiyan olurum' dediği anda zaten İslam dairesinden çıkmıştır.
Bir başka videosunda, tekfirci İbni Abdülvehhab'dan; ötekinde de 'Dünya düzdür' diyen Abdülaziz bin Baz'dan nakiller yapıp onları parlatmış idi...
Bir videosunda da 'Peygamberimizin bile doğum gününü kutlamak haramdır!' diyor! Bu söz, açık bir Vehhabi-Selefici zırvasıdır.
('Peygamberin kabrini ziyaret etmek haramdır' diyen İbni Teymiye'den çok etkilenmiş belli ki...)
Son rastgeldiğim videosunda ise, dua esnasında bir Peygamberi ya da salih bir kulu vesile kılmanın şirk olduğunu ve bunu yapmanın meşru olduğu hakkında hiçbir ayet ya da hadis olmadığını iddia etmiş idi!
Halbuki tevessülün Kur'an ve sünnette onlarca delili vardır. Bu delilleri, Tevessülün Kur'an ve Sünnetten Delilleri adlı yazımda anlatmış idim.
Aynı videonun içinde, "Şefaat ya Resulallah" demenin de şirk olduğunu iddia etti ki, bu aynı zamanda yüzlerce sahabiyi de müşrik olmakla itham ettiği anlamına geliyor...
Hülasa; dine hizmet adı altında Selef ulemasını (Sahabe, Tâbiîn ve Mezhep imamları) tezyif eden ve kendini parlatan her kim varsa, bilin ki sapmıştır.
Resûlullah aleyhisselatü vesselam şöyle buyurur:
“İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra onları tâkip edenler, sonra da onları tâkip edenlerdir…” (Buhârî, Fedâilu Ashâbi’n-Nebî, 1)
Bu en hayırlı üç halkayla arasında 14 asır olmasına rağmen, sanki vahiy kendi zamanında inmiş gibi rol kesen ve selef alimlerini 'Kendi kanaatlerine göre hüküm vermişler' diye eleştiren bir adam cahil değil, art niyetlidir.
Vehhabi Suud hanedanı, tüm mali kuvvetiyle yıllardır bu kişiyi destekler ve dünyanın her yanında konferanslar verdirir.
Bu tahriflerinin yanında, verdiği bilgiler içinde birçoğu da doğrudur.
Ancak, eğer siz Ehli Sünnet akidesini itikad kitaplarımızdan okumadıysanız, bu kişiyi dinlememenizi tavsiye ederim.
Anlattığı yirmi meselenin ondokuzu doğru olsa, ama birinde, 'Allah gökte oturur' dese ve siz de bu sözü tasdik ederek öyle inansanız, bu görüş sizi cehenneme götürür. Çünkü Allah Teala'ya mekân tayin etmek küfürdür!
"Allah, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır, yücedir." (Saffât 159)
Yok, eğer akâid ilmini okuduysanız ve en azından bir ilmihal altyapınız var ise, bu kişinin 14 asırlık Ehli Sünnet akidesine uyan bilgilerinden istifade eder, yanlış olan görüşlerini de çöpe atarsınız.
Bir tavsiye olarak, internetten İslam'ı anlatan kişileri dinlerken şu hususa büyük önemle dikkat edin:
Amelî hatalarda, üç yanlış bir doğruyu götürebilir.
İtikadi hatalar ise, bir yanlışın bütün doğruları götürdüğü hatalardır.
Mesela, 'Kader diye bir şey yok' demek, bütün doğruları götürür ki bu, 'Allah her şeyi bilemez; O cahildir!' demenin örtülü halidir.
İyi bilin ki, akidede ufak bir sapma, kişiyi cehenneme götürmek için yeterlidir.
Namazdayken, kıbleden yarım santim sağa kaysak, o yarım santimlik yön kayması, Mekke'ye varıncaya kadar kilometrelerce uzunlukta bir sapma olacaktır.
Allah Teala bizleri, Resulullah ve Sahabilerinin inanışından ayırmasın... (Allah'ın selamı öncülerin üzerine olsun)
“Eğer onlar, böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, gerçekten doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse onlar elbette derin bir ayrılığa düşmüş olurlar. Allah, onlara karşı seni koruyacaktır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Bakara 137)