Allah'ın kuluna verdiği en önemli cevher ruhtur. Akıldan bir adım öndedir, zira ruh çekildi mi beden ölür, ancak, akıl çekilse de hayat devam eder!
Ruhta Allah'ı arama ve O'nu tanıma isteği vardır. İnsan, bu isteği ya gerçek yaratıcıya tapınarak tatmin eder, ya da sahte ilahlarla!
Peki ruh, sahte ilahlarla tatmin olur mu, kısmen olur. Sorunlarından uyuşturucuyla kurtulmaya çalışan bir adam gibi, geçici bir çözümdür. Uyuşturucunun etkisi geçtiğinde, yanlış bir hamle yaptığını anlarsın, ama sağlığından, zamanından ve parandan kaybettiğinle kalırsın.
Bir örnekle yakınlaştırayım;
Allah teâlâ, erkek ve kadına şehvet denilen bir arzu mekanizması vermiştir. Bu mekanizmanın isteklerini ya nikahla tatmin ederiz ya da zina ile.
Nikah ile tatmin edilen şehvet duygusunun sonucunda, mutluluk, huzur ve çocuk vardır.
Zina ile itminan bulan şehvetin sonucunda ise, pişmanlık, huzursuzluk ve azap vardır.
Görüldüğü üzere, kişi her iki şekilde de şehvetini tatmin etmiş hisseder ve ihtiyacını karşıladığını düşünür!
Bir başka misalle;
Ruhun tatmini, tıpkı bir bebeğin meme emme isteği gibidir. Bebeğin ağzına ya anne sütü veren bir meme veririz, ya da onu aldatarak süt vermeyen plastik bir emzik veririz ve istediğini aldığını düşünür!
Bugün, kendine tapınan ateistler, ineğe tapan Hintliler ve güneşe tapan Japonlar, ruhlarının ağzına emziği dayamış, süt içtiğini hayal eden bir bebek gibidirler.
Şu halde, burada mühim olan, tapınmaktan ziyade, doğru İlaha tapmaktır.
O İlah ki, son Peygamberine indirdiği Kitâbında kendisini şöyle tanıtır;
"Muhakkak ki ben, yalnızca ben Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl." (Tâhâ 14)
İçeriği ve reklamları kişiselleştirmek, sosyal medya özellikleri sunmak ve trafiği analiz etmek için çerezler kullanıyoruz. Sitemizi kullanımınızla ilgili bilgileri ayrıca sosyal medya, reklamcılık ve analiz iş ortaklarımızla paylaşabiliriz. İş ortaklarımız, bu bilgileri kendilerine sağladığınız veya hizmetlerini kullanırken topladıkları diğer bilgilerle birleştirebilir.