"SADECE KUR'AN" DİYENLER, ÇOCUKLARINI SÜNNET ETTİRMİYOR!
Soru: Hocam sizi ilk Youtube'da dinledim ve Facebook'tan profilinizi buldum. Muhakkak cevap vereceğinize inanıyorum inşaallah.
Bu aralar Işid’in kadınları af buyurun sünnet etme olayı var. Face'te haber sayfasına ayetlerle yorum yapan biri, erkek sünnetinin bile Kur'an'da olmadığını ve kendi çocuklarına yaptırmayacağını, sünnetin sadece bir gelenek olduğunu söylüyordu. Peygamberimiz hangi hadisi ile sünneti farz kılmıştır? Açıklarsanız çok mutlu olurum.
Cevap: Kur’an’da olmayan her bir şeyi terketme geleneği, hadis inkarcılarının sıklıkla izlediği bir yöntemdir. Bu süpürme yöntemiyle Peygamberimiz aleyhisselam’ı aradan çıkartıp, dinin 10 olan emir sayısını 3'e indirerek, kendilerince kolay bir din yaşama gayretindeler. Bu cahiller, İslam’ı Hristiyanlık gibi tahrif etmek çalışması içindedirler.
'Kur’an’da sünnet emri yok!' diye sünnet olmamak, en başta "...Peygambere uyun..." (A'raf 158) diyen Kur’ân’ı inkardır.
İslam'da nice hükümler vardır ki, Kur’an’da olmayıp hadislerle farz ya da haram kılınmıştır. Örneğin, namazın rekat sayısı, Orucun, Haccın, Zekâtın önemli şartları Kur’an’da değil, hadislerde beyan edilmiştir.
Unutmamak gerekir ki, hadis ilmi, İslam’da yasa koymanın ikinci kaynağıdır. “...Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının...” mealindeki ayet, hadislerin de bir yasa koyma kaynağı olduğuna dair, İslam alimleri için şaşmaz bir rehber olmuştur. (Haşr 7) Çocuklarını sünnet ettirmeyecek olan bu cahil kimse, beş vakit kıldığı namazı (Beş mi kılıyor üç mü, o da muamma?) bundan sonra, Peygamberimiz aleyhisselam’ın bildirdiği hadislere göre kılmasın o zaman, kendisi yeni bir namaz kılma şekli uydursun! (Edip Yüksel gibi)
İslam'da Sünnet olmanın delillerine gelince:
Sünnet olmak Kur’an’da yer almamıştır. Ancak Hz. Peygamber aleyhisselam’ın sünnetinde/hadislerinde yer almıştır.
İslam’da, “fıtrattan olduğu” ifadesiyle daha önceki peygamberlerin prensibi olarak zikredilen hususlardan biri de sünnet olmaktır.
Hanefî ve Malikî mezhebine göre sünnet olmak sünneti hüdâdır, Şafiî ve Hanbeli mezhebine göre vacip/farzdır, çünkü bu İslam’ın/Müslüman olmanın bir simgesidir. (V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 1/306-7, 310)
Sünnet olmak, İslam’ın bir şiarıdır. Bu sebeple, şiarlar/simgeler sünnet kabilinden de olsa, farzlar gibi önemlidir. Bu sebeple, sünnet olmayı “sünnet” olarak kabul eden alimlerin görüşlerini de bu çerçevede değerlendirmek gerekir. İslam ümmeti, hayatı boyunca bu işe böyle bakmıştır. Hz. İbrahim aleyhisselam, seksen yaşında iken sünnet olduğuna dair -Buharî, Müslim gibi en sahih kaynaklardan gelen- rivayetler vardır. (Neylu’l-evtar, 1/111)
"Hiç kuşkusuz ilk misafir edinen, ilk defa don giyen ve ilk kez sünnet olan Hz. İbrahim'dir." (Muvatta, Sıfatu'n-Nebî', 4)
Sünnet olmak, ondan sonra bütün peygamberlerde ve onlara uyanlarda devam etmiş, Efendimiz (aleyhisselam), peygamber olarak gönderilinceye kadar sürüp gitmiştir.
"Dört şey var ki, bunlar peygamberlerin sünnetlerindendir. Sünnet olmak, güzel koku sürünmek, misvak kullanmak ve evlenmek..." (Tirmizî, Ahmed b. Hanbel)
Hz. Peygamber, ileri yaşlarda Müslüman olanlara, seksen yaşlarında da olsalar, "Üzerindeki (İslâm'ın hoşlanmadığı) fazla kılları temizle, traş et ve sünnet ol." buyururdu. (Kenzul-Ummâl, I, 263)
Usaym b. Kelib'in babasından, onun da dedesinden naklettiği rivâyete göre, dedesi demiş ki: "Peygamberimiz'e geldim ve İslamiyeti kabul ettim. Bunun üzerine Efendimiz (aleyhisselam) şöyle buyurdular:
"Kendinden küfrün kıllarını at ve sünnet ol!" (Ahmed İbn Hanbel III. / 415; Ebu Davud, Tahare, 129)
Sünnetin hangi yaşlarda yapılacağına dair ortak bir görüş yoktur. Bölgelere göre yedi günlükten, on üç yaşına kadar değişmektedir. Çocukların büluğa ermeden sünnet ettirilmeleri babalarının bir vazifesidir. Hz. Peygamber (aleyhisselatü vesselam) torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i, doğumlarının yedinci gününde sünnet ettirmişti.
Efendimiz aleyhisselam’ın sünnet olmayla alakalı bunca emri varken, 'Ben oğlumu sünnet yaptırmam!' demek, olsa olsa Peygamber düşmanlığındandır...