ALEVİ DEDESİ, ÜÇ HALİFEMİZE VE HZ. AİŞE'YE HAKARET ETTİ. NE YAPMALIYDIM?
Soru: Hocam Selâmun Aleykum akrabalarımızın hepsi alevi. Kardeşim ve ben akrabalarımızla dini sohbette zorluk çekiyoruz. 3 halifeyi Hz.Aişe (r.a) validemizi sevmiyolar. 4 hak mezhebini kabullenmiyolar hadislere sünnetlere inanmıyolar, bazen ne diycemizi şaşırıyoruz hee diyip sallıyoruz. Alevi Dedesi ile sohbet ettik 3 halifeye hakaret etti ben Allah'tan bağışlanma diledim Hz.Ömeri r.a Hz.Osmanı r.a Hz.Ebubekir r.a savunamadım diye. Hocam ben günaha girdim mi? Hocam bize ne önerirsin tavsiyeniz nedir bize birde hocam kardeşimle bana dua eder misin kardeşimin adı..... Tşkler Allah sizden Razı olsun.
Cevap: Ve aleyküm selam
Bu tür Ali'siz Alevilere rastgeldiğinizde, ağızlarında İslam namına hiçbirşey göremezsiniz.
Sadece ve sadece Allah'ın Kur'an'da övdüğü ve "Cennetliklerdir" buyurduğu sahabe efendilerimize küfür, hakaret ve iftira duyarsınız... (Allah öncülerimizin hepsinden razı olsun)
Peki böyle bir durumla karşılaştığında Müslüman kişi ne yapmalı?
1. Konu hakkındaki doğru bilgileri iftiranın atıldığı o mecliste hemen nakletmeli.
2. Bilgilere vakıf değil ise, tepki olarak hemen o meclisi terketmeli.
3. O anda oradan ayrılması mümkün değil ise, bu söylenen yalanlara ve iftirayı atan kişilere kalbi ile buğzetmeli. Bu imanın en düşük mertebesidir.
“Siz insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz…” (Âl-i İmrân, 110)
Rasûlullah (aleyhisselatü vesselam) buyurdu:
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
Yine Kâinâtın Fahr-i Ebedîsi bir gün, iyiliği tavsiye edip kötülüğe mânî olma mes’ûliyetinden bahsederken şöyle bir misal vermiştir:
“Gemi yolcuları alt ve üst katlara yerleştiler. Geminin alt katında seyahat edenler; 'Su ihtiyacımızı karşılamak için ikide bir yukarı çıkıyor, üsttekileri rahatsız ediyoruz. Geminin tabanında bir delik açıp suyu oradan alalım' diye konuştular. Bu durumda üst kattakiler onlara mânî olmazsa, hepsi birden boğulup giderler. Şayet onlara gemiyi delmenin yanlış olduğunu anlatırlarsa, hem kendilerini, hem diğerlerini boğulmaktan kurtarırlar.” (Buhârî, Şehâdât, 30; Tirmizî, Fiten, 12)