NASİHAT VERİP YAŞAMAYANLARA KAFİR DİYEBİLİR MİYİZ?

NASİHAT VERİP YAŞAMAYANLARA KAFİR DİYEBİLİR MİYİZ?

NASİHAT VERİP YAŞAMAYANLARA KAFİR DİYEBİLİR MİYİZ?

Soru: Hayırlı günler hocam bir sualim olacak? İnsanlara nasihat veren ama bununla birlikte verdikleri nasihatler den gafil olup günah işleyenler de Maide 57. ayetinin hükmüne girer mi? Kaynaklarıyla cevaplarsanız çok seviniriz.

Cevap: Selamün aleyküm

"Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve öteki kâfirleri dost edinmeyin. Eğer mü’minler iseniz, Allah’a karşı gelmekten sakının." (Mâide 57)
 
Bu ayeti kerimenin bahsettiği kişiler, üç tane Allah vardır diyen Hristiyanlar,
 
Allah'ın oğlu Üzeyir'dir diyen Yahudiler ve diğer kafirlerdir. Müslümanlarla alakalı değildir. Allah Teala, dini anlatan insanlara uyarı babında şöyle sorar:
 
"İnsanlara iyiliği emredip de kendinizi unutur musunuz?.." (Bakara 44)
 
Bu ayet, nasihat eden kişilerin, anlattıklarını önce kendilerinin yaşamaları gerektiği hususunda çok önemli bir ölçüdür.
 
Resulullah aleyhisselatü vesselam ise, anlattıklarını yaşamayan ve günahlardan sakınmayan kimseler hakkında şöyle buyurur:
 
"İsra gecesinde, ateşten makaslarla dudakları kesilen bir kavme uğradım. Kim olduklarını sordum. 'Biz iyiliği emrettiğimiz halde kendimiz yapmayan, kötülüğü yasakladığımız halde kendimiz sakınmayan kimseleriz' dediler." (İbni Hibban)
 
Bu tehlikelerin yanında, biz müslümanlar bir iyiliği eksik yapsakta, bir günahtan tam olarak sakınamasak da, bildiğimiz kadarıyla insanlara iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmakla yükümlüyüz.
Buradaki ölçü, yapma ve sakınma konusunda bir gayretimizin olmasıyla alakalıdır. Eğer hiçbir gayretimiz yok ama birşeyler anlatıyorsak, bu vebalimizi arttıracaktır.
 
Fakat, birşeyleri düzeltmeye çalışıyor ama tam yapamıyorsak ve olması gerekeni anlatıyorsak,
 
Allah'ın yardımı bize gelecek ve anlattığımız hakikatleri yaşamayı (cihad ettiğimiz için) bize kolaylaştıracaktır. Allah'ın Peygamberi buyurdu (sallallahu aleyhi ve sellem):
“Tam olarak yapamasanız bile iyiliği emredin, tamamen uzak duramasanız bile kötülükten nehyedin!” (Heysemî, VII, 277)
 
Şu halde, iyiliği tavsiye etmek için günahsız olmak zorunluluğu yoktur.
Zira, Peygamberlerin dışında herkesin küçük ve büyük günahları vardır.
 
Efendimiz buyurdu (Övgüler ve selam üstüne olsun):
"Allahü teâlânın en çok sevdiği kimse, çok nasihat edendir." (İmam Ahmed)
 
"Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir)" (Asr 3)