Dünya Hayatı Ne Kadar Kısa?

Dünya Hayatı Ne Kadar Kısa?

Dünya Hayatı Ne Kadar Kısa?

"Dünya sevgisi bütün günahların başıdır." (Beyhakî) buyuruyor Allah'ın Peygamberi. (Övgüler ve selâm üstüne olsun!)
Bu hadîse göre, dünya düşmanımız mıdır? Kötü bir yer midir?
 
"Dünyaya sövmeyin; çünkü mümin için ne güzel bir binektir. Hayra onunla erişilir, şerden onunla kurtulunur." (Deylemî) hadisi ise, buranın bir düşman ya da kötü bir yer olmadığını 'ne güzel bir binektir' tabiriyle bize vazediyor.
 
Akıllı bir insan, kendisini istediği bir yere taşıyan arabaya sövmez. Aksine, düzenli olarak o aracın bakımını yapar ve iyi muhafaza eder.
 
Bu dünya bir binektir, bir araçtır. Bu araç, bizi amaca götürmesi için kullanılmalıdır.
Araca gönül kaptırıp asıl gayeyi unutursak, silindirin içindeki fare gibi döner dururuz ve bir sonuca gidemeyiz.
 
Bir misalle yakınlaştırayım;
Bir zengin adam geldi mahallene ve sana kırmızı bir Ferrari hediye etti. (Abimsin!)
'Bununla köprüden karşıya geç ve şu mekana git!' dedi.
Sen arabaya o kadar bağlandın ki, 'dur biraz şu hızlı aracın tadını çıkarayım, gezineyim, arkadaşlara hava atayım' dedin ve amacını unuttun. Zamanını boşa harcadın.
 
"Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur..." hükmünü unuttun arabayı görünce. (Ankebut 64)
 
Bu misaldeki Ferrari, dünya hayatı demektir.
Burada kötü olan şey, Ferrarinin kendisi değildir. Kötü olan şey, senin o arabaya gönlünü kaptırıp vazifelerinden uzaklaşmandır.
Yaratıcın olan Allah'ın, bu dünyada sana verdiği bütün nimetler, "Mallar ve oğullar, dünya hayatının süsüdür..." haberiyle, bu kıymetli araba gibi bir araç mesabesindedir. (Verdiği sağlıklı uzuvlarından bahsetmiyorum bile!) (Kehf 46)
 
Peki, bu araçta ne kadar zamanımız var?
Dünya hayatı, Konya'ya giderken otobüste geçirdiğimiz yolculuk zamanı gibidir. Otobüste bizi motorun üzerinde oturtsalar bile, (Motor sesinden yol boyunca uyuyamazsın) bu sıkıntı geçicidir. Hepi topu 10 saatte Konya'ya varırsın.
 
Bir yolcunun tek hedefi olur. Gideceği yere ulaşmak. Otobüsün önünde mi oturmuş arkasında mı bakmaz o.
Kişi, evindeki rahatı yolculukta da ararsa üzülür. Çünkü yolculuk demek, alışkanlıklarından ve konforundan fedakarlık yapman gereken zaman dilimi demektir.
Şimdi, bu kadar kısa bir zaman dilimi içindeki sıkıntılara, Peygamber ve sahabileri gibi sabretmek dururken, Allah'a kızıp söylenmeye değer mi?
 
Ahirete göre dünya hayatı, iki saatlik bir ehliyet sınavı gibidir. (Mübâlağa etmiyorum! Ahiretteki zaman dilimine göre bundan daha da kısadır.)
Bu kısa zaman dilimi içinde ne kadar soruya doğru yanıt verirsek, sonu olmayan cennet hayatına ehliyet alma yüzdemizi o kadar arttırmış oluruz.
 
“Dünyanın bir saati, kıyâmetin bin senesinden daha kıymetlidir. Zîrâ orada kurtuluşa kavuşturacak bir amel yapılamaz.” buyuran Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri de, burdaki dakikalarımızın oraya göre ne denli kıymetli olduğunu beyan ediyor.
 
Gerçekten, zaman konusunda abarttığımı mı düşünüyorsun?
Mahşer gününden bir sahneyi getireyim şüphen gitsin;
 
"(Allah inkârcılara) 'Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?' diye sorar."
"Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık. Sayanlara sor' derler." (Mü'minûn 112-113)
 
"(İnsanlar) Kıyamet gününü gördüklerinde, (dünyada) sadece bir akşam vakti ya da kuşluk zamanı kadar kaldıklarını sanırlar." (Nâziât 46)    

İlgili Video: