Eskiden Tasavvuf mu Vardı?

Eskiden Tasavvuf mu Vardı?

Eskiden Tasavvuf mu Vardı?

Peygamber zamanında tasavvuf mu vardı?' dedi bir cahil!
Resûlullah aleyhisselam’ın hayatı tasavvuftu, adı konmamış…
 
Bir şeyin isminin konulmamış olması, o şeyin olmadığı anlamına gelmez ki. Bebeğin doğduğunda, hemşireler hemen ismini koymadı, hatırla.
O yavrunun birkaç gün isimsiz durması, hiç doğmadığı anlamına gelir mi ki?
 
“Efendimiz zamanında Mushaf var mıydı?” desem ne diyecen peki?
Sahifeler vardı, ama Kur'an-ı Kerîm denilen kitap yoktu. Şu halde, Kurân'ı inkar mı edecen? N’etçen?
 
Peki “Efendimiz zamanında tesbih var mıydı?” akıl tutulması!
Hurma taşlarıyla saymak vardı, ama tesbih yoktu.
 
Bak! Olayın kendisi var, ama adı yok, gördün mü?
 
“Peygamberimiz zamanında minare var mıydı?” desem nereye kaçacan? Yoksa sen de minarelerin battığı İsviçre’lilerden misin?
 
Koş, koş, referanduma yetiş, aman!
 
“Efendimiz aleyhisselam zamanında Siyer denilen ilim dalı var mıydı?” Sakın o dönemden bir şeyi nakletme inkarcı!
Peygamberimiz ve kıymetli Sahabesinin hayatlarını anlatan bu bilgiler, onların vefatından sonra kayıt altına alınmaya başlandı ve Siyer ilmi ortaya çıktı... (Allah’ın selamı öncülerin üzerine olsun)
 
"Allah'a götüren yollar, mahlûkâtın nefesleri adedincedir." derdi İmam-ı Rabbâni.
 
Ey bid'at ehli! Her biri, 'Allah'a götüren bir yol' demek olan tarikâta olan düşmanlığınız, akıl erozyonu geçirmenize sebep oluyor bilesiniz!..
 
"...Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun!.." (Mâide 8)      

İlgili Video: