ŞEYHİM SENİN BİR NAZARIN...
Cevherdir, mihenk taşıdır,
Pîrim senin bir nazarın.
Âdem'in bir gözyaşıdır,
Şeyhim senin bir nazarın.
Dağdır, kalbin çivisidir.
Sanki canlı birisidir.
Nuh'un necât gemisidir,
Şeyhim senin bir nazarın.
Güneşten gelir, sarıdır;
Nefsin buzudur, karıdır.
Hûd'un İrem bağlarıdır,
Şeyhim senin bir nazarın.
Aç olan yer, nohut olur,
Sınav eder, Tâlut olur.
Zülkarneyn'e bulut olur,
Pîrim senin bir nazarın.
Şekerdir, çayın demidir,
İbrahim'in kasemidir,
İsmail'in zemzemidir,
Şeyhim senin bir nazarın.
Bir nakıştır, âyet izi;
Bünyamin'in sâdık özü.
Yakub'un açılan gözü,
Pîrim senin bir nazarın.
Kaşların orta yeridir,
Hızır gibidir, diridir.
Yusuf'un bir tâbiridir,
Şeyhim senin bir nazarın.
Sağır, kör eder kusura,
Sanki melek üfler Sûr'a.
Çağırır Mûsâ'yı Tûr'a,
Pîrim senin bir nazarın.
Yedi rengin nigârıdır,
Hüdhüd'ün nazlı zârıdır.
Süleyman'ın rüzgarıdır,
Şeyhim senin bir nazarın.
Bir mahfiyât, bir dert salar,
Yahyâ eder, hikmet dolar.
İsâ gibi canlı kılar,
Pîrim senin bir nazarın.
Bazen yağmur, bazen sudur,
Ashab-ı Kehf uykusudur.
Muhammed'in kokusudur,
Şeyhim senin bir nazarın.
İhramcızâde efendim,
Nazar kıldın, taştı bendim.
Bunları yazmadım kendim;
Şeyhim senin bir nazarın...