Bu dünyada, gözümüzün gördüğü herşeyin altı yönü vardır;
Sağ, sol, ön, arka, yukarı, aşağı.
Kutsal Kitabımız Kur'anda, 'apaçık düşman' olarak bahsedilen şeytan, bize dört yönden sokulacağını ve bizi saptıracağını söylüyor;
"(İblis dedi ki): Öyleyse beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım."
"Sonra önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından onlara sokulacağım ve sen, çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın." (A'raf 16-17)
Âyette görüldüğü üzere, Allah Teala, bir dönem meleklere bile hocalık yapmış olan bu şeytana, bize bir avantaj olması adına, -derin bir ilme sahip olmasına rağmen- iki yönü unutturdu;
1. Aşağı yönü
2. Yukarı yönü
Buradaki 'aşağı yönü' secde ânımızı temsil eder.
Secde, Efendimizin deyimiyle, 'Kulun, Allah'a en yakın olduğu yer'dir. Akıllı insanlar, sevdiklerine en yakın oldukları ânı hızlıca geçirmezler. Bu kıymetli zamanı, olabildiğince uzatmaya çalışırlar.
"...Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün..." hükmü, biz mü'minlere mahsus olan işaretlerdendir.
"...Allah'tan lütuf ve hoşnutluk isterler..." hükmü, secde anında ne istememiz gerektiğinin beyânıdır.
"...Onların nişanları, yüzlerindeki secde izidir..." hükmü ise, bu ibadetimizde istikrarlı olursak, bizzat Allah tarafından işaretleneceğimizin işaretidir. (Fetih 29)
"...Kendilerine öğüt verildiği zaman, büyüklük taslamayarak secdeye kapanan ve Rablerini hamd ile tesbih eden kimseler..." (Secde 15) âyeti de, kibirli olanların, büyüklenmelerinden dolayı secde yönüne varamayacağını ve şeytanla -kanka- olacağını gösterir.
Biz kulları, ibadetler cennete sokmaz, iman cennete sokar. İbadetler, imanı korumak için giyilen birer zırh mesabesindedir.
Aslolan, doğru bir imanla Allah'ın huzuruna gitmektir. (Ehli sünnet vel Cemaat)
Nitekim günümüzde, Hristiyanlar da ibadet eder, Yahudiler de, Budistler de...
Ancak, Kur'an ve sünnetin bize bildirdiği bir hakikat olarak, müslümanların dışında kimse cennete gidemez!
Şeytanın bize yaklaşmayı unuttuğu 'yukarı yönü' ise, duâ ânımızı temsil eder.
Yüce Kitâbımızda geçen, "...Beni müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat!" (Yusuf 101) duâsı, sadece Yusuf aleyhisselamın yapması gereken bir duâ değildir. Bir seçilmiş (Peygamber) olması hasebiyle, imanla ölmesi kesin olmasına rağmen böyle bir duâ yapması, bizim için üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir durumdur. O güzel Peygamberin yolunda olan her mü'min, derin bir temennî ve mahçûbiyet ile ellerini, şeytanın sokulamayacağı bir yön olan semâya açmalıdır.
Çünkü, sen uyuyorsun, ama düşmanın uyumuyor!
"İblis: '(Bari) Bana, (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver' dedi."(Allah) buyurdu: "Haydi sen süre verilmişlerdensin." (A'raf 14-15)
İçeriği ve reklamları kişiselleştirmek, sosyal medya özellikleri sunmak ve trafiği analiz etmek için çerezler kullanıyoruz. Sitemizi kullanımınızla ilgili bilgileri ayrıca sosyal medya, reklamcılık ve analiz iş ortaklarımızla paylaşabiliriz. İş ortaklarımız, bu bilgileri kendilerine sağladığınız veya hizmetlerini kullanırken topladıkları diğer bilgilerle birleştirebilir.