TASAVVUFTAKİ DÖRT KAPI NEDİR?

TASAVVUFTAKİ DÖRT KAPI NEDİR?

TASAVVUFTAKİ DÖRT KAPI NEDİR?

Soru: Hocam, tasavvufta dört basamaktan bahsediliyor. Şeriat, tarikat, marifet ve hakikat. Bu makamları kısaca nasıl anlamamız gerekiyor?

Hoca: Şöyle özetliyim;

Şeriatte, doyduktan sonra yemek israftır.
Tarîkatte, doyuncaya kadar yemek israftır.
Marifette, kifâyet miktarını Allah’ın huzurundan gafil olarak yemek israftır.
Hakikatte ise, bütün bunlara ilaveten, nimetlerdeki ilahi tecellileri idrak etmeden yemek israftır...

Bu konuda, Mevlana'nın şeyhi Tebrizli Şems'in de kısa bir tarifi vardır:

"Şeriat der ki: Seninki senin, benimki benim. 
Tarikat der ki: Seninki senin, benimki de senin. 
Marifet der ki: Ne benimki var, ne seninki. 
Hakikat der ki: Ne sen varsın, ne de ben." Şems-i Tebrizi (rahmetullahi aleyh)


BİR HİKAYE:

Mevlana Celaleddin-i Rumi "kuddise sirruh", bir gün sohbetinde buyurdu ki:
 
"Tasavvufta 4 kapı vardır, bu kapılar birer birer geçilerek Hakikate ulaşılır. Bunlar; Ahkâm-ı islâmiyye Kapısı, Tarikat Kapısı, Marifet Kapısı, Hakikat Kapısı" Talebelerinden biri Mevlana'ya sordu; "Efendim, bu 4 kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?" Mevlana hazretleri buyurdu ki: "Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım." 
Talebe gitti, birincinin ensesine bir tokat akşetti. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp daha kuvvetli bir tokatla Mevlana'nın talebesini yere yıktı. 
Talebe, ikinciye de bir tokat akşetti. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırdı. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturdu. 
Talebe, üçüncüye de bir tokat attı. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etti. 
Dördüncüsü ise, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etti. Talebe, Mevlana'ya olanları anlattı.
 
Mevlana Celaleddin-i Rumi dedi ki: 

"Birinci, ahkâm-ı islâmiyye kapısını geçememiş biri idi. Ahkâm-ı islâmiyyede kısasa kısas olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti. 
İkinci, tarikat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikatte, "Sana kötülük yapana bile iyilik yap" kaidesini hatırladı. Onun için döndü, oturdu. 
Üçüncü, marifet kapısına kadar gelmiştir. İyilik ve kötülüğün tek Yaradandan geldiğini bilir, inanır. Rabbim, bu kötülüğe hangi iblisi alet etti diye merakından şöyle bir dönüp baktı. 
Dördüncü, hakikat kapısını da geçmiştir. İyiliğin ve kötülüğün Rabbinden geldiğini ve aralarında hiç fark olmadığını bilir. Onun için dönüp bakmadı bile."