RÜYA TABİRİ YAPIYOR MUSUNUZ?

RÜYA TABİRİ YAPIYOR MUSUNUZ?

RÜYA TABİRİ YAPIYOR MUSUNUZ?

Soru: Hocam çok garip bir rüya gördüm. Rüyamı tabir edebilme imkanınız var mı?

Cevap: Rüyalarınızı sizi tanıyan, konumunuzu, durumunuzu bilen salih birine anlatın ve yorum beklemeyin, bu edeptir.

Sizi tanımayan kişilere de rüyalarınızı anlatmayın. Zira bir salihin sizi tanımadan rüyanıza isabetli bir yorum yapma ve hayra yorma ihtimali çok düşüktür.
 
Bazen rüya görürsün, bazen hülya görürsün...
Gün içinde yaşadığın ve etkilendiğin anlar da hayaller olarak gecene girebilir ve sen bunun sadık bir rüya olduğunu zannedebilirsin. Yanlış yorumlar ortaya çıkabilir.
 
Rüya tabiri ilmi kalıp ilmi değildir.
"Hırsız görürsen şöyle, sultan görürsen böyle demektir" gibi basmakalıp yorumlarla olmaz.
 
Aynı rüyayı gören dervişin yorumu başka;
Alimin yorumu başka;
İçkicinin yorumu başka;
Devlet memurunun yorumu başka olur...
 
BİR ÖRNEK:
 
Zübeyde Hanımın Rüyası:
 
İslam Halifesi Harun Reşid'in hanımı Zübeyde Sultan, bir gece, uykusundan dehşet ve korku ile sıçrayarak uyandı.
 
Rüyasında büyük bir ordunun kendi kadınlığından faydalandığını görmüştü.
 
Sabahın pek erken saatlerinde güvendiği bir cariyesini zamanın şöhretli rüya tabircisi İbni Sirin hazretlerine gönderdi.
 
Cariye rüyayı anlatınca İbni Sirin sordu:
 
"Bu rüyayı kim gördü?"
 
Cariye rüyayı kendisinin gördüğünü söyledi.
 
İbni Sirin itiraz etti:
 
"Bu mümkün değil! Böyle bir rüyayı ancak hükümdar hanımı veya kızı görebilir. Ancak doğru söylersen rüyayı tabir edebilirim." dedi.
 
Cariye, gerçeği söylemek zorunda kaldı:
 
"Evet efendim. Rüya benim değil, hanımım Zübeyde Sultanındır."
 
Bunun üzerine İbni Sirin:
 
"Git hanımına müjdele. Öyle büyük bir hayır yapacak ki, bütün Müslümanlar bundan fayda görecek."
 
Cariye sevinç içinde saraya döndü. Rüyanın tabirini Zübeyde Sultana anlattı.
 
Nitekim çok geçmeden rüya gerçekleşti. Zübeyde Sultan bugün de kendi adıyla anılan su kanallarını yaptırmakla Mekke'nin su ihtiyacını karşılamış böylece de büyük bir hayır yapmış oluyordu.
 
Harun Reşid'in hanımı Zübeyde Hatun gördüğü garip bir rüyanın güzel bir yorumu üzerine Arafat'a Huneyn tarafından bir su getirtmiştir. Bu su Müzdelife yoluyla gelmiştir. Mukaddes beldeyi çeşmelerle donatmış ve bu çalışmalar esnasında bir ara hazinedeki para tükenince Zübeyde hatun bütün mücevherlerini vererek, suyun bir an önce gotürülmesini istemiştir. Bu sebeple o günden beri bu suya; ''Zübeyde suyu ya da Ayn-ı Zübeyde denir''.
 
Osmanlıların tamir edip yeniden kullanıma hazır hale getirdiği o kanallar ve çeşmeler yakın zamana kadar da milyonlarca insanın ihtiyaçlarını gidermiştir.
 
Zübeyde Hatun; hicaz su yolunun yanı sıra han hamam imarethane ve şifahane gibi daha pek çok hayır müessesesi yaptırmıştır.
 
Kanuni Sultan Süleymanın kızı Mihrimah sultan zamanla bozulan su yollarını duymuştu. Derhal babasının huzuruna çıkıp o da sahib olduğu bütün mücevheratını bu yolda kullanmak için izin istedi. Mimar Sinan'ın da bu işe memur edilmesini talep etti.
 
Süleymaniye Camiinin temellerini attıktan sonra ortadan kaybolan Mimar Sinan, Mekke'den Arafat'a kadar yeniden su yolunu tamir etmiş ve suyu akıtmıştır.
 
Şu anda Arafat'tan müzdelifeye giderken yolun sağındaki taş yapılardan müteşekkil su kemerleri Mimar Sinan'ın yaptığı su yoludur...
 
Allah Teala, bu Müslümanların bu güzel hayrının sevabını kıyamete kadar yazmaya devam etsin... AMİN