Vehhabi Selefîler, Üç Radikal Alime Tâbidir…

Vehhabi Selefîler, Üç Radikal Alime Tâbidir…

Vehhabi Selefîler, Üç Radikal Alime Tâbidir…

Ehli Sünnet dışı bâtıl fırkalardan biri olan Seleficilik, üç sapkın imama sıkı sıkıya tâbi olarak dini tekeline almaya çalışır.
Halbuki, "Dikkat edin, halis din yalnız Allah'ındır..." (Zümer 3)  
 
1) İbni Teymiye
 
Bu dinin ilk reformistidir. Sahabeyle arasında 650 yıl kadar bir mesafe olmasına rağmen, aykırı görüşleriyle, bu dini Tâbiîn ve Tebe-i tâbiîn'den daha iyi anladığı görüntüsünü vermektedir. İslam tarihinde, bu radikal adam kadar, tasavvuf ehline 'kâfir' veya 'müşrik' diyen kimse çıkmamıştır. Tekfirin piridir.
Onun yanında yetişmiş olmasına rağmen, Ehli Sünnet’ten ayrılmayan önde gelen talebelerinden biri olan İmam Zehebî'nin (rahmetullahi aleyh) kendisine yazdığı nasihat mektubu oldukça serttir:  
"...Sen, bizi Hıristiyanlarla bir tutuyorsun. Allah’a yemin ederim ki, Müslümanların kalbinde, size dair şüpheler vardır. Kelime-i Şahadet’e dayalı imanın sağlam olarak kurtulursa sen mutlusun. Sana tabi olan kimse, zındıklığa doğru giden yolunda gittiğinden vay onun haline! Hele o adam, bir de ilmi ve dini de az olup, hakikati iptal ederek nefsani arzusuna uyan birisi olunca, hali daha beterdir. Lakin o kimse zahiren sana yarar sağlar. Eliyle, diliyle cihad edip sana zahirde yardım eder görünse de batınında, kalbiyle düşmanındır. Çünkü tâbîlerinin çoğu yanında oturur, sana bağlıların akılları hafiftirler. Avamdan olup çok yalancı, korkusundan dolayı söz söylemekten aciz, kör düşünceli, güçlü hile sahibi veya saf ve salih zekasız kimselerdir onlar. Bu hususta bana inanmıyorsan, adalet ölçüsüyle onların durumlarını araştır..." (Ahmed Davudoğlu, Dini Tamir Davasında Din Tahripçileri s.48)
 
İmam-ı Süyûti hazretleri Teymiye hakkında der ki:
"İbni Teymiye kibirliydi. Kendini beğenirdi. Herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek, büyüklerle alay etmek, âdeti idi." (Kam-ul Muarıd)  
 
İmam-ı Şârani hazretleri şöyle dedi:
"İbni Teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya, ariflere dil uzatırdı. Kitaplarını okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır." (Tabakat-ül-kübra)  
 
2) Muhammed ibni Abdülvahhab
 
11 asır içinde gelmiş binlerce Ehli Sünnet ulemâ dururken, o İbni Teymiye'ye tâbi olmayı seçmiştir. İbni Teymiye'nin tüm radikal fikirlerini benimsemekle kalmamış, uygulamaya dökmüştür. İngiliz hükümetiyle anlaşma yapıp, Necd bölgesinde idareyi ele aldığında ilk yaptığı icraat, şirk olduğu gerekçesiyle(!) sahabe efendilerimizin ve ulemânın kabirlerini yıktırmasıdır. Halbuki fikirlerinden etkilendiği İbni Teymiye bile, salih kişilerin kabirlerinin yıkılmasına fetva vermemiştir.
 
Bugün, bu bâtıl akideyi temsil eden Işid-Daeş teröristleri de, idareyi aldıkları yerlerde ilk olarak salih kişilerin kabirlerini bombalamakta ve Müslümanların kanını, malını ve namusunu helal saymaktadırlar. (Örnek: Veysel Karânî ve Yunus aleyhisselam’ın türbelerini bombaladılar)
 
Bir zamanlar İngilizlerin, Osmanlı'yı yıkmak için kullandığı bu Vehhabileri, sonraları Amerikan hükümeti ele almış ve ortadoğuda söz sahibi olabilmek ve İslam’ı bölebilmek için maddi ve manevi olarak desteklemiştir. (bkz. youtube/Hillary Clinton Wahhabi) (Bu video bir itiraftır)
 
Amerika'nın, son 20 yılda bizim ülkemizden ele alıp yönettiği başka bir gurup ise, 17 - 25 Aralık polis ve yargı darbe girişimleri ile ve 15 Temmuz kanlı askeri darbe girişimiyle bütün Müslümanların öfkesini üzerine çeken paralel devlet yapılanması örgütü, yani FETÖ’dür.
Bu iki bâtıl gurubun, Sam amca tarafından kullanılış şekli birbirine çok benzer.  
 
3) Abdülaziz bin Baz
 
1999 yılında ölmüş olan bu kişinin marjinal görüşlerini burada açıklama imkanımız yoktur. Ehli Sünnete olan düşmanlığı ve kini adeta yüzüne yansımıştır. (Yürüyen Ölüler filminde zombiyi makyajsız oynar!)
 
“Aklî ve Hissî Delillerle Dünyanın Düz Oluşunun İsbatı!” adında bir risale yazmıştır. Kitapları, Vehhabi Suud hükümeti tarafından tüm dünyadan gelen hacılara ücretsiz olarak dağıtılır. (Porno neşriyattan sakındığınız gibi sakınmanızı tavsiye ederim! Cinsel içerik adamı günahkar ve fâsık yapar, ama bid'at ehli adamı kâfir yapar! Kâfirler, ebedî olarak ateştedir!)
 
Aşağıda, bu alimin(!) bahsi geçen risalesinden bir paragrafı alıntılayarak konuma son veriyorum:
 
"Kim, dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ederse küfür ve dalâlete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah’ın hem Kur’an’ın hem Peygamberin reddidir. Bunu iddia eden kişi tövbeye davet edilir. Ederse ne ala! Aksi takdirde kafir ve dinden dönmüş bir kişi olarak öldürülür ve malı da müslümanların hazinesine katılır!" (Yok, yok, yanlış okumadın! Bir daha bak istersen…)
 
Allah Teâlâ hazretleri, Peygamberine muhalefet edip müminlerin yolundan ayrılan bu selefî kardeşlerimize hidayet nasib etsin! Kalplerindeki eğriliği gidersin ve terkettikleri büyük caddeye geri döndürsün... Âmîn
 
"Kim, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, Peygambere muhalefet eder, mü’minlerin yolundan başkasına uyup giderse, onu döndüğü yolda bırakırız ve Cehenneme sokarız! Orası ne kötü bir varış yeridir." (Nisâ 115)
 
Konuyla İlgili Vaazım: