Mustafa İslamoğlu ve Mehmet Okuyan’ın Salavât Ayetini Tahrifi!

Mustafa İslamoğlu ve Mehmet Okuyan’ın Salavât Ayetini Tahrifi!

Mustafa İslamoğlu ve Mehmet Okuyan’ın Salavât Ayetini Tahrifi!

Şu iki sünnet düşmanı hocayla(!) beni yan yana getiren bir video yapmış Lisan-ı Sıdk(Fısk) adını kullanan biri.
 
Videonun hemen başında, bana, iftira attığım iftirasını atıyor ve beni toplam 40-50 saniye kadar konuşturduktan sonra, bu Peygambersizleri 4'er dakika konuşturuyor ve zihinlere bu tahrifçilerin haklı olduğu algısını vermeye çalışıyor!
 
Lakin videodaki şahıslar öyle bir çelişki içinde ki; hem biz salavat getirmeye karşı değiliz diyorlar, hem de zikirmatikle, tesbihle, bir mizansen eşliğinde alay ediyorlar!
 
İşte sünnetsiz (sünnet düşmanı) birinin yaptığı o montaj video:
 
(Videodaki yorumlara baktığımda, milletimizin, bu Peygambersizlere gereken cevabı verdiğini görmek bizi memnut etti!) Bu da Allah'ın Peygamberine (aleyhisselatü vesselam) salavât getirme konusunda, iki tahrifçiyi eleştirdiğim o sohbetim:  
Salavat konusundaki videomun tamamını seyredince, salavatın delillerini ayet ve hadislerden naklettiğimiz görülecektir.
 
Şimdi burada, ilmin gereği olarak, Efendimiz aleyhisselam'a salavat getirmeyi reddeden bu iki sünnet düşmanının beni yalanlaması için ne yapması lazımdı?
 
Ya Kur'an'dan salavat getirmeyi yasaklayan açık bir ayet getirecek yahut Efendimizin ağzından salavatı yasaklayan, 'Bana salavât getimenizi yasaklıyorum' gibi açık bir hadis getireceklerdi...
 
Ama bunu yapamazlar!
 
Çünkü salavâtı, yani Peygamberimizi övmemizi yasaklayan ne bir ayet var, ne de bir hadis! Şimdi, kimdir iftiracı?
 
Şimdi gelin, bu konuda, Kur'ân'ı ve Rabbinin muradını bu iki tahrifçiden çok daha iyi bilen Allah'ın Peygamberinden deliller getirelim.
 
Elbette ki Resulullah aleyhisselatü vesselam’ı öven ve salavat getirmeyi teşvik eden bütün ayet ve hadisleri buraya alacak durumda değilim.
Sadece konuyu kolayca anlama açısından yeterli olacağını düşündüğüm kadarını ve en açık olan ifadeleri nakletmeyi uygun gördüm bu yüzden.
 
Bakalım salavât getirmeye yasak mı var, teşvik mi var?
 
Artık açıkça görülüyor ki, bu tahrifçiler, Kur'ân ayetlerini tahrif edemeyeceklerini anladıkları için taktik değiştirdiler ve Kur'ân'ın manasını tahrif etme gayreti içine girdiler!
 
Allah, tuzaklarını ayaklarına çevirsin...
 
İşte manasını değiştirmek ve hevâlarına uydurmak istedikleri o açık ayet:
 
"Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin." (Ahzâb 56)
 
Ayete paralel bir delil getireyim Efendimden (aleyhisselatü vesselam);
 
“Ey Allah’ın Elçisi, sana selâm vermeyi anlıyoruz; peki, nasıl salât edeceğiz?” sorusuna karşılık ise, Peygamberimiz, namazların teşehhüdlerinde okumakta olduğumuz “Allahümme salli, Allahümme bârik” duâlarını öğretmiştir. (Buhârî, Tefsir 33:10; Tirmizî, Tefsir 33:23.)
 
Tahlil: Efendimizin bir talebesi, vahye şahid olmuş bir sahabi, Peygamberine soruyor; 'peki, nasıl salât edeceğiz?' Peygamberimiz aleyhisselam da “Allahümme salli ve Allahümme bârik” dualarını öğretiyor. Peki neden, 'bir şey okumanıza gerek yok, beni destekleyin yeter' demiyor Allah Resulü?
 
Ebû'd-Derda anlatıyor: "Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
 
"Cuma günü bana salâvatı çok okuyun. Çünkü o gün okunan salâvatlar meşhuddur, melekler ona şahidlik ederler. Bana salâvat okuyan hiç kimse yoktur ki, o daha okumasını bitirmeden salâvatı bana ulaştırılmamış olsun." Bunun üzerine dedim ki: "Siz öldükten sonra da mı?" "Evet, öldükten sonra da… Zira Cenab-ı Hak Hazretleri toprağa, Peygamberlerin cesedini çürütmeyi haram etmiştir. Allah'ın Peygamber’i her zaman diridir, rızka mazhardır." buyurdular." (Ebu Davud, Salat, 207; Nesaî, cuma 5, 45; İbn Mâce, cenâiz, 65; Ahmed b. Hanbel, IV, 8)
 
Tahlil: Bu sünnetsizler, eminim ki Peygamberlerin cesetlerinin çürümeyeceğini bildiren hadisleri de inkar ederler. Zira mucize ve keramet beyan eden bütün ayetlerin manalarını tarihselci bir kafayla kolayca tahrif ettiklerine şahid oluyoruz.  
 
“Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır.” (Ebû Davud, Menâsik: 97.)
 
Tahlil: Tahrifçiler eminim ki bu hadis hakkında da şöyle der: ‘Hayır! Allah'ın salavatları Peygamberine ulaştıracak bir gücü yoktur!’
 
Hemen her fırsatta Peygambersiz bir İslam'ı(!) anlatmayı ve 14 asırlık İslam'ı yalanlamayı vazife edinmiş bu adamlara sormak gerek:
Vahyin inişinden bu yana 1400 yıl geçti. Bugüne değin sizin istediğiniz Peygambersiz din(!) dünyanın neresinde yaşandı ve ne başarısı oldu?
 
Elbette cevap yok!
 
Hadi Efendimiz aleyhisselam'dan bir delil daha getirelim:
 
Übeyy ibni Kâ’b (radiyallahü anh), bir gün Peygamberimize şöyle sordu:
“Ey Allah’ın Elçisi, ben sana çok salâvat getiriyorum. Duamın ne kadarını salâvata ayırayım?” Peygamberimiz:
“Dilediğin kadarını” buyurdu. Übeyy yine sordu:
“Dörtte birini ayırayım mı?” Peygamberimiz yine:
“Dilediğin kadarını, ama arttırırsan senin için daha iyi olur.” buyurdu.
“Yarısını?”
“Dilediğin kadarını. Ama arttırırsan senin için daha iyi olur.”
“Peki, duamın tamamını salâvata ayırsam?”
“İşte o zaman Allah senin bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını da bağışlar.” (Tirmizî, Kıyamet: 23.)
 
Tahlil: Bu tahrifçilerden çok daha hayırlı olan o sahabi, 'duamın tamamını seni övmeye ayırabilir miyim?' diye sorduğunda, Peygamberimiz neden 'gerek yok, destek ol yeter' demiyor? Neden?
 
Efendimize, devamlı salavât okuyan bizler destek olmuyoruz da, İslam'ı tahrif için koşturan ve hiç salavat getirmeyen sizler mi destek oluyorsunuz?
 
Ancak güneşin altındaki bir yarasanın bakışları bu kadar keskin olabilir(!)
 
Bir başka rivayette, sahabenin önde gelen alimlerinden Abdullah İbnu Mes'ud'dan gelsin: (radiyallahü anh) Rasulullah (aleyhisselatü vesselam) buyurdular ki:
 
"Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salâvat okuyandır."
 
Yine Tirmizî'de Hz. Ali (radiyallahü anh)'den kaydedilen bir rivâyette şöyle denir: "Rasulullah (aleyhisselatü vesselam) buyurdular ki:
 
"Gerçek cimri, yanında zikrim geçtiği halde bana salâvat okumayandır." (Tirmizî, Salât 357, (484), Da'avat 110, (3540)
 
Tahlil: Resulullah aleyhisselam, ilk hadiste o çetin günde kendisine en yakın olacak olan kişinin, kendisine en çok salavât OKUYAN kişi olacağını;
İkinci hadisinde ise, dünyadaki en cimri kişinin, Peygamberinin adını işittiği halde kendisine salavât OKUMAYAN kişi olduğunu beyan ediyor!
 
Okumak ve okumamak kelimeleri yeterince açık mı? (Büyükçe yazdım ki, Okuyan iyi okusun!)
 
Bitirici bir döner tekme mahiyetinde, Peygamberimizin son bir sözünü daha nakledip yazıya son verelim:
 
“Yanında ben zikrolunduğum zaman, üzerime salât etmiyen kişinin BURNU YERDE SÜRTÜLSÜN.” (Tirmizî, daavat, 100; Müsned, 2, 254)
 
Tahlil: Şahsi kanaatim; Allah'ın kitabı olan Kur'ân'ı tahrif etmedeki bu cür'etleri ve çalışkanlıklarının, Peygamberimizden aldıkları 'Burunları yere sürtülsün' bedduası sebebiyle olduğunu düşünüyor ve Peygambere destek olayım derken, Şeytan'a destek olan bu adamları Allah'a havale ediyorum...  
 
"Allah'a ve Peygamberine muhalefet edenler (yok mu?) Onlar, şüphesiz ki en aşağılık kimselerin içindedir." (Mücadele 20)