PEYGAMBERİMİZLE DALGA GEÇEN BİRİ TEKRAR İSLAM'A DÖNEBİLİR Mİ?
Soru: Selamın aleyküm hocam nasılsınız? Anasayfada önemli sorulara cevap verdiğinizi söyleyince sevindim. Bende farkında olmadan acaba yanlış bir şey mi söyledim diye üzülüyordum. Hocam kardeşimin iş yerinde bir abi eskiden tasavvufdaymış. Sonradan bir olay olmuş ve ayrılmış. Şimdi ise Peygamber Efendimiz (S.a.v) in Hz. Aişe (r.a)'nın evliliğiyle alakalı bazı sıkıntıları var. Kardeşime zaten gelmiş 50 yaşına neden küçük kızla evleniyor (haşa) demiş. Sonra da ellerini birleştirerek Yüzüklerin efendisi filmindeki o küçük yaratığın ses taklidiyle dalga mahiyetinde efendimissss demiş. Şimdi hocam bu abi Peygamber Efendimizin hakkına mı girmiş oldu? İleride tevbe etse dine yönelse tevbesi kabul olur mu? Peygamber Efendimizin hakkına girmemek için nelere dikkat etmeliyiz?
Cevap: Ve aleyküm selam
İnkara düşüş sıralaması şöyledir:
Önce hak mezhepleri inkar, sonra hadisleri inkar, sonra Peygamberimizi inkar, sonra tasavvufu inkar ve gelsin Deizm ya da Ateizm...
Bu kişi, önce mezhep ve tarikatları inkar eden kişilerle görüşmüş, ardından İslam düşmanı arkadaşlar edindiği için bu tür asılsız karalamalarla önce aklı etkilenmiş, akabinde kalbinde şüpheler oluşmuş ve Peygamberimiz aleyhisselam ile alay etmek suretiyle küfre girmiştir.
Şirk koşan kişinin bile tövbe edip İslam'a girmesi caizdir.
Dini terkeden bu kişi de tövbe edebilir ve tekrar İslam'a dönebilir. Efendimiz aleyhisselam hakında yaptığı alayla ise kul hakkına girmiştir ve ahirette son Peygamberle yüzleşecektir.
Diğer hususa gelince;
Allah'ın Peygamberi Muhammed aleyhisselam'ın Aişe annemizle çocuk yaşta evlendiği iftirası, batılıların İslam'a saldırmak ve yalanlamak için çokça kullandığı argümanlardandır.
Doğuda İran ve Şii’ler Aişe annemize zina iftirası yaparken, Batıda da kafirlerin yine Aişe annemiz tarafından İslam'a saldırmaları şüphesiz bir tesadüf değildir.
Mü'minlerin annesinin evlilik yaşıyla alakalı olarak şu makaleyi okumanızı öneririm:
“Peygamberliğin gelişinden on yıl sonra, elli yaşındayken eşi Hz. Hatice'yi kaybeden Peygamberimiz (asm), kendisine hem ev işleri ve çocuklarının bakımında yardımcı olacak, hem de İslâm'a davet faaliyetlerinde destek olacak eşlere ihtiyacı vardı. Bunun için bir yandan yaşlı ve dul bir kadın olan Sevde'yi, öte yandan da en yakın arkadaşı olan Hz. Ebu Bekir' in kızı Hz. Ayşe'yi istetti.
Hz. Peygamberin bu isteği, vahyin başlangıcından on yıl sonradır. Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe'nin Peygamberimiz ile evlendiği yaşın on yedi-on sekiz olduğu ortaya çıkar. Bu konu, daha detaylı bir şekilde Mevlana Şibli' nin "Asr-ı saadet" kitabında geçer. (İst. 1928. 2/ 997)
Hz. Ayşe'nin evlendiği zaman, yaşının büyük olduğunu, ablası Esma'nın biyografisinden kesin olarak anlıyoruz. Eski biyografi kitapları Esma'dan bahsederken diyorlar ki:
"Esma 100 yaşındayken, hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam 17 yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber'den önce Cübeyr'le nişanlanmıştı. Demek ki evlenecek çağda bir kızdı."
(Hatemü'l enbiya Hz. Muhammed ve hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210)